Etiketler: , , , ,

-Sleeping Dogs

40 yorum


Şu sıralar dünya gündeminde önemli bir yere sahip olan Çin neredeyse bütün özellikleri ile insanın ilgisini çekiyor. Getirdiği kısıtlamalar, yaşam biçimi, batı ile olan rekabeti ve özellikle de “çakma” ürünlerinde artan kalite onları ciddi anlamda dünya sahnesinde başrole kadar getirdi sayılır. Hal böyle olunca oyunlarda da kendisine yer bulması uzun sürmedi.

Polisiye filmlerinin en çok sevilen türlerinden bir tanesi gizli polis ya da Amerikalılar’ın dediği gibi “undercover” türüdür. Misal Johny Depp ve Al Pacino’nun oynadığı Donnie Brasco veya Martin Scorsese’nin çekip Matt Demon ve Leonardo DiCaprio’nun oynadığı “The Departed” favorilerim arasındadır.

Bu iki film bizlere gizli ajan olarak çalışan ve kendilerininkinden tamamen zıt bir dünyaya ayak uydurmaya çalışan insanların yaşadıkları iç bunalımı, karakterlerindeki değişimi ve bozulmayı, kendilerine yabancılaşmayı ve en sonunda uçurumun ucunda son karar aşamasında ne yaptıklarını gösterir. Tıpkı Sleeping Dogs gibi.

United Front Games tarafından geliştirilen ve Square Enix’in dağıtımcılığını yaptığı Sleeping Dogs da temelinde aynı konuyu barındırıyor. Yetenekli bir polis memuru olan Wei Shen’in Çin mafyasına sızıp bu kötü tohumu içeriden bitirmeye çalışmasına yardımcı oluyoruz Sleeping Dogs’da. Elbette bu iş iki cümleye sığdıracak kadar kolay olmuyor. O yüzden dilerseniz incelemize geçelim artık.



Büyük Çin’de küçük polis

Hikayeyi az önce de anlattım. Fazla derine inmeden biraz daha açıklamak gerekirse, Shen kız kardeşinin de eskiden takıldığı Çin’deki mafyanın içine sızarak hem büyük patronu ele geçirmeye bir yandan da rakip çetenin işini bitirmeye çalışıyor. Fakat klasik bir gizli görev olarak başlayan bu süreç zamanla farklı ve beklenmedik (en azından Shen için) sonuçlar doğuruyor.

Açık dünya aksiyon oyunu olarak kategorize edilen Sleeping Dogs bu tanıma %100 uyan bir yapıya sahip. Her yerinden aksiyon fışkıran ve geniş bir serbestlik tanıyan oyun bu yönü ile GTA’nın bir kopyası gibi. Lakin yanlış anlaşılmasın, “kopya”dan kastım çalmak veya araklamak değil. Sleeping Dogs her ne kadar genel oyun mekaniği açısından GTA’ya benzese de diğer yönleriyle ondan farklı kılıyor kendisini. Dolayısı ile duruma "yoğun bir esinlenme" olarak bakabiliriz.

Açıkçası genel bir açıklama yapacak olursak Sleeping Dogs'un atmosfer ve tasarım olarak GTA’ya,  oyun mekaniği ve akrobasi açısından Assassin’s Creed’e, dövüş sistemi açısından da Rocksteady’nin Batman oyununa benzediğini söyleyebiliriz. 



Fakat bu benzerlikler sizde Darksiders’ın maruz kaldığı “çakma” etkisini oluşturacağı düşüncesini oluşturmasın, nitekim Sleeping Dogs’u oynarken bu üç oyun aklınıza gelse de, o üç oyun kolay kolay “aklınıza gelmiyor” bilmem anlatabildim mi?

Koş Wei Shen, koş!

Tıpkı başlıktaki gibi oyuna Wei Shen’i koşturarak başlıyoruz. Bu sırada oyun bizlere bazı temel mekanikleri gösterip  bunlara alışmamızı sağlıyor. Bir polis ve bir de Çinli olması Shen’den beklenen Jackie Chen kıvraklığını bizlere sunuyor. Nitkeim Shen oyun boyunca, atlıyor, zıplıyor, tırmanıyor, vs.

Elbette oyun her şeyi sırası ile anlattığı için bazı özellikler ilk başta saçma gelebiliyor. Misal “Space” tuşu ile sprint atarken yine bu tuş ile nesnelerin üzerinden zıplayarak koşunuza kesintisiz devam ediyorsunuz. Lakin sprint atarken önünüzdeki bir nesnenin üzerinden atlamak için doğru zamanda tekrardan “Space” tuşuna basmanız gerekiyor. İşte bana ilk başta burası saçma gelmişti lakin kısa bir süre sonra onunda mantığı olduğunu gördüm.

Sleeping Dogs’da her ne kadar GTA ve AC esintileri bulunsa da onlarda olmayan Batman benzeri bir karakter geliştirme seçeneği bulunuyor. Farklı kategorilere ayrılan bu bölümde Cop, Triad, Melee, Face Advantages ve Health bölümleri mevcut. Bunlar size farklı yönlerde geliştirmeler sağlarken o geliştirmeler de oyunun farklı mekaniklerine etki ediyor.



Fakat bu beş alan tek bir tecrübe puanından beslenmiyor. Cop’daki geliştirmeleri açmak için farklı alanlarda başarılı olmalı, Triad’daki geliştirmeleri açmak için farklı alanlarda başarılı olmalısınız. 

İşte o “space tuşu paradoksu” da burada devreye giriyor. Zaten Space’e basılı tutup koşarken bir de zıplamak için ekstradan space’e basmamızın sebebi “Cop” için alacağınız tecrübe puanını belirlemek. Eğer doğru zamanda space tuşuna basıp başarılı bir şekilde engel üzerinden atlayabilirseniz o zaman Cop XP’niz de artıyor, başarısızı olursanız o zaman Cop XP’niz düşüyor.

Triad’da da benzer durum “çete işleri” yaparken mevcut. Bunu genel olarak dövüşlerde görüyorsunuz ki o bölüm de zaten çoğunlukla dövüş üzerine eğilmiş. Yaptığınız kavgalarda rakiplerinizi kombolarla, karşı saldırılarla veya bitirici vuruşlarla yendikçe Triad XP’niz artıyor ve siz de bu alanda Shen’i geliştirebiliyorsunuz.

Bunun yanında oyunda bir de “Face” sistemi var ki o da genel anlamıyla reputation mantığına giriyor. Face sistemi pek çok şeye etki ediyor. Ara yüzde haritanın solunda kırmızı çubuk ile sağlığınız bulunurken sağında ise sarı çubuk ile Face Meter’ınız bulunuyor. Dövüşlerden görevlere veya kıyafet alımına kadar pek çok noktaya etki eden Face özelliği haritanızdaki sarı renkte bulunan görevleri yaptıkça artıyor. Bu görevler yaşlı teyzenin üç aylığını bankadan çekmekten, dükkanını serseriler saran kasap Cheng amcayı kurtarmaya kadar değişebiliyor. Lakin genel olarak tema aynı; halka yardım et sevgisini ve saygısını topla.

Bunun yanında karakterinize yeni ciciler alırken de Face’in etkisini görebiliyorsunuz. Özellikle takılar alanında bazı mücevherler Face puanınıza veya seviyenize göre size sunuluyor.

Face sisteminin dövüş üzerindeki etkisi de yadsınamaz cinsten. Siz rakiplerinize tekme tokat daldıkça Face meter da yavaş yavaş dolmaya başlıyor, özellikle bitirici vuruşlar yaptığınız zaman coşuyor. Çubuk dolduğunuzda ise iki etki ortaya çıkıyor, birincisi sağlığınız yavaş yavaş yükselmeye başlıyor, ikincisi, düşmanlarınızın sizden gözü korkuyor, dolayısı ile hemen üstünüze atlamıyorlar, hatta bazısı kaçmaya çalışıyor ya da teslim oluyor.




Vur Shen, vur!

Deminden beri “bitirici vuruşlar” dediğimiz noktayı da açıklığa kavuşturmak için biraz da dövüş mekaniğinden bahsedelim dilerseniz.

Sleeping Dogs’un, özellikle üçüncü şahıs aksiyon oyunlarında artık moda olan "basit dövüş mekanikleri ile aksiyon dolu sahneler" temalı bir dövüş sistemi mevcut. Bunun en iyi örneğini Rocksteady’nin Batman oyunlarında görmüştük. İşte burada da oldukça benzer bir yapı var. Dövüş sisteminde sadece iki tuş kullanıyorsunuz; farenizin sol tuşu ve sağ tuşu. Sol tuş saldırı yapmanızı sağlarken sağ tuş ise karşı saldırı geliştirmenize imkan sağlıyor. Karşı saldırı yapacağınız zaman, size düşmanın çevresini kırmızı ile kaplayarak belirtiliyor. Bu anda Shen diğer bir rakibi ile uğraşırken gelen saldırıyı da oldukça güzel şekilde engelleyebiliyor. Saldırı tuşunda ise kombolar ile rakiplerinizi alaşağı edebiliyorsunuz.

Dövüşlerde kullandığımız bir diğer tuş ise “F” tuşu. Bu tuş rakibinizi tutmaya veya -yerdeyse- kaldırmaya ya da yere düşen rakibin işini hazır yerdeyken bitirmenize yarıyor. Bunu yanında tuttuğunuz rakibi Space tuşu ile etraftaki sert bir nesneye doğru sürükleyebiliyorsunuz. Rakibinizi tuttuğunuzda genellikle etraftaki bazı nesnelerin çevresini kırmızı bir çizgi kaplıyor bu sırada rakibinizi o nesnelerden birinse Space’e basılı tutup sürükler veya yanına getirip F tuşuna basarsanız o zaman “Enviromental Kill” yapmış oluyorsunuz ve bu da sizin Triad XP’inizi ekstradan arttırmış oluyor.

Her ne kadar dövüş sistemi Batman’e benzese de aralarında farklar olduğu da şüphesiz. Özellikle Env. Kill kısmı oldukça zevkli ve basit yapılmış. Sürekli aynı şeyleri yapıyor olsanız da bir sonraki savaşta da yine sıkılmadan yapıyorsunuz. öte yandan dövüşlerdeki karakter animasyonları da oldukça göze hitap eder şekilde hazırlanmış.



Bunu yanında polislerle başınız derde girdiğinde sizi yakalamaya çalışan polisleri, “quick time event” mantığı ile space tuşuna basarak, kendi kelepçelerini üzerlerinde kullanabiliyorsunuz. Bu da oldukça hoş bir detay.

Gez Shen, gez!

Sleeping Dogs’un açık bir dünya oyunu olduğunu söyledik, açık dünya oyunu demek de elbette serbestlik anlamına geliyor. Her ne kadar oyun “tutorial” ayağına sizi ilk 20-30 dakika kendisine bağlasa da evinize kavuştuğunuz anda siz oyunun değil, oyun sizin oluyor. Hızdan çok görüntüye önem veren bir motosiklet ile başlıyor ve sokaktan dilediğiniz aracı “ödünç alarak” yolunuza devam edebiliyorsunuz.

Koca şehirde sadece dolaşmıyorsunuz. Her şeyden önce demin bahsettiğim Face görevlerini yapabilirsiniz. Bunun yanında yemek yiyebilir, yeni kıyafet alabilir hatta masaj yaptırabilirsiniz.

Bütün bunların üzerinizde değişik etkileri oluyor. Örneğin enerji içeceği sizin vuruş gücünüzü arttırırken, Çin çayı sağlığınızı artıyor ya da bazı kıyafetler size dövüşlerde benzer avantajlar kazandırıyor. Bu avantajlar kalıcı olmasa da epey bir süre sizinle birlikte oluyor. Üstelik bunların kalıcılık süresini upgrade kısmından da yükseltebiliyorsunuz ancak kendi hallerinde bile sizi epey idare edebiliyorlar. Misal etrafta size sunulan enerji içeceği, upgrade kısmında bunlara hiç yatırım yapmamış bile olsanız, yaklaşık bir 20 dakika geçerliliğini koruyor.



Bunların yanında oyunun saf halinde toplanabilir eşyalar mevcut. Bunlardan bazıları health shrine’ler gibi sizin canınızı tamamlarken bazıları da size yeni eşyalar ve para veriyor.

Etraftan bir şeyler toplamaktan sıkıldığınızda ise gözünüze kestirdiğiniz hoş bir arabayı alarak şehir turuna çıkabiliyorsunuz. Gece gündüz döngüsünde sabahtan akşama kadar gezinti yapıyorsunuz. Elbette bu sırada eğer  Steam üzerinden oynuyorsanız oyun sizi Friend List’inizde bu oyuna sahip diğer kişilerle rekabete de sokuyor. Dolayısı ile bir zaman sonra basit bir araba yolculuğu manyak bir çılgınlığa dönüşebiliyor. Bu rekabetlerde en uzun zıplama, en yüksek sürat, en uzun süre kazasız kullanma, polisten en uzun süre kaçma gibi seçenekler mevcut.

Harita kullanımı oldukça rahat. Zaten oyunun ana görevleri olan Triad ve Cop görevleri size tek bir tuş ile GPS şeklinde harita üzerinden otomatik olarak gösteriliyor. Kendiniz de istediğiniz bir noktayı işaretleyerek oraya GPS açabiliyorsunuz.

Bir Jet Li ol, bir Jackie Chan ol 

Sleeping Dogs tasarım olarak yaşadığınız şehri Çin teması ile oldukça güzel sunan bir oyun. Uzak Doğu’nun vazgeçilmezi gece pazarları, Amerikan sentezi ile bütünleşmiş sosyetik Çin mekanları, mimari yapılar vs. derken zaman zaman algıda eksiklik yaşandığı olsa da çoğunlukla bir Uzak Doğu şehrinde yaşadığınızı hissediyorsunuz. Zaten görevleri yaparken bu duygu size yoğun olarak verilmeye çalışılmış ancak free-ride şeklinde dolaştığınızda da buranın bir Liberty City veya onun Çin mahallesi olmadığını da anlıyorsunuz. Fakat bu konudaki tek sorun etraftaki diğer insanların detaylarındaki sınırlar.

Özellikle GTA V’in en büyük özelliği olarak tanıtılan “Herkes kendi işine gücüne bakacak, etrafta boş boş dolaşmayacaklar” mantığı burada geçerli değil. Sürekli aynı tiplerin yanından geçip gidiyor ve onlardan aynı tepkilere maruz kalıyorsunuz. Her ne kadar beş senelik bir firma olan United’dan da bundan fazlasını şu an için beklemek haksızlık gibi olsa da yine de biraz daha çeşitlilik veya en azından fazla etkileşim olabilirdi.

Müzikler konusunda ise aksine bir durum söz konusu. Daha ana menüden itibaren sizi Uzak Doğu havasına sokan (artık neyse o) müzikler, sahnelere göre artan ya da azalan atmosferi iyice hissettiriyor. Bunun yanında araç radyoları bir Vice City (bence müzikler açısından en iyi GTA’ydı) olmasa da kulağınızın pasını temizlemeye yetiyor. Seslerin ise dövüş sahnelerindeki vuruşlardan, araç çarpışmalarına veya silah seslerinden, karakter seslendirmelerine kadar kaliteli olduğunu söyleyebilirim. Diyaloglar esnasında bazı ufak senkron kaymaları olsa da o kadar göze batmıyorlar.

Dudak mo-cap’leri ve yüz mimikleri oldukça iyi hazırlanmış, oyunun grafiksel yönü demin de belirttiğim çevre tasarımı olarak gayet hoş ve kaliteli. Araç tasarımları ortalamayken NPC’lerin kısıtlı sayıdaki çeşitliliği biraz can sıkıcı olan konu. Lakin hikayede rol alan karakterler gayet hoş tasarlanmış.

Öte yandan oyunun grafiksel sorunları da yok değil. Artık aksiyon oyunlarının vazgeçilmezi olan rag doll fizik sistemi Sleeping Dogs’da da mevcut. Her ne kadar bu sistem dövüş oyunlarında hoş bir görsel sunsa da bazen saçma sapan manzaralar oluşturduğunu hepimiz biliyoruz. Sleeping Dogs’da bu tarz manzaralarla karşılaşacağınızı söylemeye gerek yok zaten benim eleştiri noktam da bu olmayacak ancak zaman zaman, duvar içine girmeler, yere gömülmeler veya başka bir adamın içinden geçip gitmeler de karşılaşacağınız sorunlardan. Oyunun şu an için yüksek çözünürlüklü texture paketi DLC şeklinde ücretsiz olarak emrinize amade fakat bu bile sorunların tümünü ortadan kaldırmıyor. Dolayısı ile kısa zaman içinde bir yama ile karşılaşmamız olası.


Bir Çin hükümdarı

Evet, içerisinde pek çok farklı oyundan öğeler barındırıyor ve evet teknik kısımda, en azından görsellerde bazı eksiklikleri ve hataları var ancak Sleeping Dogs ciddi anlamda “eğlenceli” bir oyun olmuş. 


Hani bazı oyunlar vardır sadece hikayesini öğrenmek için oynarsınız (Darksiders I/II, Max Payne 3, AC 2, Diablo 3) ama bazı oyunlar vardır her boş anınızda açarsınız (GTA, Batman, Saints Row) işte Sleeping Dogs bu ikisinden de biraz almış durumda. Oyunda görevlere bulaşmadan da horoz dövüşüne katılmak, karaoke yapmak, masaj yaptırmak, şehir turu atmak gibi yapabileceğiniz pek çok şey mevcut öte yandan yazının başında belirttiğim gibi “undercover” polislerin o iç çekişmelerindeki hikayeyi ve genel olarak o polisiye macerayı da yaşamak ayrı bir zevk.

Kısacası Sleeping Dogs alınıp oynananacak ve uzun süre sizi mutlu tutacak bir oyun olmuş.

Minimum gereksinimler
  • İşletim sistemi: Windows Vista veya Windows 7
  • İşlemci: Core 2 Duo 2.0 GHz veya Althon X2 2.4 GHz
  • Bellek: 2GB
  • Ekran kartı: DirectX 10 veya 11 uyumlu Nvidia ya da AMD ATI kart, ATI Radeon 3870 veya yükseği, Nvidia GeForce 8800 GT veya yükseği
  • Ekran kartı belleği: 512 MB
  • Hard Disk: 15 GB
Önerilen gereksinimler
  • İşletim sistemi: Windows 7 64-bit
  • İşlemci: Quad-core Intel veya AMD CPU
  • Bellek: 4GB
  • Ekran kartı: DirectX 11 Nvidia veya AMD ATI kart, Nvidia GeForce GTX 560 veya ATI Radeon 6950
  • Ekran kartı belleği: 1 GB
  • Hard Disk: 15 GB

Etiketler: , , ,

-Need For Speed : Most Wanted

12 yorum


Video oyunları seviyorsanız, az çok, pardon kesinlikle, NFS serisini biliyorsunuzdur ve kesinlikle bir oyununu oynamışlığınız vardır. Daha detaylı olarak seriyi takip ediyorsanız da 2005 yılında yapılan ilk Most Wanted oyunundan sonra kendini nasıl bozduğunu bilirsiniz. Oyunlardaki hız hissini kaybettiğimiz gibi yarış hissini de kaybetmeye başlamıştık. Bunla birlikte asıl yeri olan sokaklardan pistlere geçiş yaptık ve seri simülasyon olma yolunda ilerlemeye çalıştı. Bazı inceleme puanları yüksek olsa da ömürleri pek uzun olmadı. Bunun en büyük nedenini de, şahsen Gran Turismo gibi yapımların hayatımıza girmiş olmasını görüyorum.

EA Games’in, NFS serisinin bu kötü gidişatına gönlü el vermemiş olacak ki, seriyi tekrar eski günlerine döndürmek için (aslına bakarsanız satış rakamları düştü ve para kaybetmeye başladı firma) sevilen eski oyunları tekrardan gün yüzüne çıkarmaya başladılar. Bunun ilk örneği Hot Pursuit oldu ve gerçekten çok başarılıydı. İşin içine polis faktörünün tekrardan girmesi ve bize hızı hissettirebilmesi açısından, en iyi NFS oyunlarından olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.




Criterion Game’in, Hot Pursuit’deki başarısı da göz önüne alınırsa yeni NFS oyunun başka bir yapımcıya emanet edilmesi zaten düşünülemezdi. Bununla birlikte yeni oyunun adı Most Wanted olarak duyurulması ile birlikte, serinin eski günlerine döneceği, beklentisi tavan yapmış oldu. Peki, yeni Most Wanted hakkında neler biliyoruz? Gelin birlikte göz atalım.

Hız…


Yeni Most Wanted açıkçası bana Hot Pursuit’u biraz da olsa andırmadı değil. Araç spin attığında çıkan dumana kadar bir benzerlik söz konusu. Ancak dağdan, sokaklara inmemiz oyunun çehresini değiştirmiş ve yarış deneyimini farklılaştıran bir öğe olmayı başarmış. Bununla birlikte açık dünya oynanışa sahip olmamız oyunun bir diğer artısı olarak görülebilir.



Her şeyin yanında, polis faktörünün olması, oyunun zorluk seviyesini arttırmakla kalmamış eğlence kat sayısında da artışa neden olmuş. 2005 yılında çıkan Most Wanted’da da polisler zaman zaman soğuk terler döktürebiliyordu oyuncuya. Bu durum, aynen yeni oyunda da geçerli.

Gelelim grafiklere. Açıkçası ben grafiklerden gayet tatmin oldum. Çevre ve araç tasarımlarını da hesaba katarsak gayet göze hitap eden bir oyun olmuş. Ancak hasar detayları, hala yüzeysel durumda. Kazalardan sonra alınan hasarlar sadece görüntüden ibaret. Oyuna herhangi bir etkisi bulunmuyor.

Yeni NFS oyunları ile hayatımıza gire Autolog, Most Wanted’da da mevcut. Hem singleplayer, hem de multiplayer modunda bütün istatistiklerinizi öğrenebileceğiniz gibi, online olarak diğer oyuncular ile kapışabileceğiz.

Bütün NFS hayranlarını mutlu edecek bir haberim daha var. Kesin olmamakla birlikte, aracımızı derinlemesine modifiye edebileceğiz. Ancak bu durum sadece dedikodudan ibaret. 

Yapım, 30 Ekim 2012’de Kuzey Amerika'da, 1 Kasım 2012'de ise Avrupa'da PC, Xbox 360, PlayStation 3’ün yanı sıra PS Vita, iOS ve Android için piyasaya çıkacak. Ancak, ne kadar da yapım başarılı olsa da, yeni MOH ve WOW oyunları ile yakın tarihlerde piyasaya çıkacak olması, oyunun geleceği açısından beni endişelendirmiyor değil. Sonuç olarak farklı türlerde olsalar da,  Türkiye şartlarında yüksek ücretler vererek oyun alabildiğimizi düşünürsek, oyuncular Most Wanted yerine Madal of Honor almayı tercih edebilirler.  
 
Dip not, oyunu ön sipariş olarak alırsanız, Masarati Granturismo Mc Stradale ve Porche 911 Carrera S’e sahip olabileceksiniz.

Etiketler: , , ,

-Gears of War : Judgment

11 yorum


Uzunca zamandan beridir, Gears of War üçlemesinin öncesini ele alacak yeni bir GeOW üçlemesinin geliştirildiğine dair dedikodular vardı. People Can Fly’ın bu projeyi hazırladığı söyleniyordu. En başta Game Informer’ın kapağında, sonrada E3’teki video ile gerçek açığa çıktı ve Gears of War: Judgment resmi olarak duyuruldu. Bu yazının ilk bilgileri ve ilginç söylentileri kapsadığını belirteyim.

Savaşın başları!

Açıkçası yapımın hikayesi hakkında tam olarak detaylar bilinmiyor; ancak işin içinde tanıdık isimler Damon Baird ve Augustus Cole’un olduğunu, ortada ihanet suçlamasının yer aldığını gayet iyi biliyoruz. Bu sefer hikaye önceki oyunlara göre daha detaylı ve daha derinlemesine olacak. Hikaye daha ön plana çıkacak ve kullanıcıları etkileyecek. Yeni GeOW hakkında yetkililerden de ilginç açıklamalar geldi. Epic Games'ten Cliff B, tekrar oynanabilen oyunların daha iyi oyunlar olduğunu söyleyip, örnek olarak yeni GeOW'u verdi. Dinamik respawn sistemi sayesinde oyuncuların bir bölgeyi tekrar oynadıklarında, aynı şeylerle karşılaşmayacaklarını belirtti.





Yapımda seride ilk defa yer alacak “OverRun” adında bir mod var. Bu modun en önemli özelliği ise seriye sınıf sistemini getirmesi. Medic, Soldier, Engineer ve Scout sınıfları seçiliyor, bu durum aslında COG’lar için geçerli. Her COG karakterinin karşı geldiği sınıf oluyor. Mesela Damon Baird, Engineer olacak. Turret kurabilecek. Bu oyunda ilk defa göreceğimiz Sophia Hendricks, Medic rolünü üstleniyor. Medic'te yenilik olarak yeni bir el bombası var. Ancak bu bomba düşen takım arkadaşlarımızı ayağa kaldırmak için kullanılıyor. Oyunda daha önceden bildiğimiz karşılıklı oynadığımız normal multiplayer modları ise yerini koruyor.

Gears of War: Judgment’ın OverRun moduyla ilgili kullanıcılardan olsun veya editörlerden olsun, ilginç yorumlar geldi. Epic Games’in forumlarında tartışma da yaşandı. Bir kısım OverRun’ın oyunun atmosferine ve yapısına ters düştüğünü savunuyor. Ama karşıt taraftan ise çoğu oyunda artık sınıfların olduğunu ve bu yeniliğin oyunun dinamiğini arttıracağı görüşü var. Artık nasıl olacağını yapım çıktığında göreceğiz.

Fısıltı gazetesi haberleri


Oyunla ilgili ortaya atılan ilginç iddialar ve dedikodular var. Judgment’a GeOW 3’ün yapım aşamasındayken başlandığı söyleniyor. Diğer bir dedikodu ise farklı yönde. Bu dedikodu da Judgment’ın, GeOW 3’ün RAAM’s Shadow DLC’si gibi oyunun öncesini anlatan bir DLC olarak tasarlandığı, sonradan bunun tek başına oyuna dönüştürüldüğü şeklinde.  Söylentiler sadece bunlarla sınırlı değil. GeOW 3’te yer alamayan, kullanılmayan Locust modellerinin bazıları Judgment’ta yer alacak deniliyor.  Bunların sonuç olarak birer söylenti olduğunu belirtelim.

Unreal Engine 3, GeOW 3’te bir takım yeniliklerle birlikte son versiyonuyla kullanılmıştı. Motor üstüne biraz daha ufak eklemeler yapılarak Judgment hazırlanıyor. İlk oyunun neredeyse 15 sene öncesine giden yapım gelecek sene içinde piyasaya sürülecek. Ancak kesin çıkış tarihi halen belli değil. Bu arada People Can Fly X360 için GeOW: Judgment’ı hazırlarken, Epic Games’in ise yeni nesil konsola yeni nesil Gears of War’ı geliştirdiği de söyleniyor. Bakalım önümüzdeki günlerde neler öğrenebileceğiz?

Etiketler: , , ,

-Splinter Cell : Blacklist

10 yorum


Tom Clancy'i artık tanımayanımız yoktur herhalde, yazdığı şahane edebi eserlerle oyun dünyasına "Tom Clancy'nin" başlığını kazandıran kişi kendisi, bugüne kadar yapılmış kırktan fazla oyunda parmağı var. Bu yazıdaki konuysa Tom Clancy'nin başlığı altındaki Splinter Cell serisinin önümüzdeki sene çıkmaya hazırlanan oyunu Tom Clancy's Splinter Cell: Blacklist. Ubisoft Toronto stüdyolarının şefi Jade Raymond'un önderliğinde geliştirilen Splinter Cell: Blacklist bakalım neler içeriyormuş?




Liste bir hayli kabarık

Blacklist serinin bir önceki oyunu Splinter Cell: Conviction'un hemen ardını konu alıyor. Oyunda serinin kahramanı Sam Fisher, Dördüncü Echelon'un (Fourth Echelon) başkanı rolünde ve sadece Birleşik Devletler Başkanı’na rapor veriyor. Dördüncü Echelon'un başlıca görevleri, kendinden bir düşük kademedeki Üçüncü Echelon ve ajanları tarafından yürütülen tüm organizasyonların sona ermesini sağlamak. Dördüncü Echelon'un görevini yürütmekte olduğu sırada on iki ölümcül terörist birleşip "Kara liste" (Blacklist) adı verilen ve Birleşik Devletler'in çıkarlarını hiçe sayan bir oluşum başlatıyorlar. Dördüncü Echelon'un başkanı olarak da Sam'e ve yanındaki arkadaşlarına liste sona ermeden önce bu on iki teröristi yakalamak düşüyor. Ama Sam'e tek başına olmayacağı, eskilerden birisinin daha bu ekipte olacağı bilgisi veriliyor, o da Grim adıyla tanıdığımız Anna.



Yepyeni oyun dinamikleri

Splinter Cell: Blacklist, Conviction'da kullanılan oyun mekanizmaları ile geliştirilse de, Conviction'dan daha farklı oynanış şekline sahip. Çünkü Ubisoft Toronto, Blacklist'e Killing in Motion, Active Sprint, Strategic Mission Interface gibi yenilikler getirmekten kendini alı koymamış. Bunları biraz daha bahsedelim.



Killing in Motion, Sam'in akan zaman içinde tekli veya çoklu hedefleri işaretleyip onlara yaklaştığında öldürücü keskinlikle vuruşlar yapmasına olanak sağlıyor. Active Sprint yani aktif koşu olarak tercüme edebileceğimiz özellik, Sam'e çevreyi bir sıvıymışçasına esnek ve hızlı bir şekilde dolaşma yetisi sağlıyor. Duvarlara tırmanıyor ve bariyerlerden atlıyor, hem de bunları yaparken hedeflerini seçip, bir sonraki hamlesini düşünüyor. Bir diğer özellik Strategic Mission Interface kısaca SMI görev sırasında diğer takım arkadaşlarımızın hakkımızda bilgi almasına olanak sağlıyor. Bunların dışında birçok özellik olsa da henüz hiçbiri açıklanmış değil.



Nefes kesici demo

Splinter Cell: Blacklist geçtiğimiz aylarda düzenlenen E3 2012 oyun fuarında da bir demo ile tanıtılmıştı. Demonun hikayesi ise biraz daha anlattıklarımı açıklayacak seviyedeydi. Oyuna bir terörist kılığına girmiş olarak başlıyorduk, masada yatan bir Amerikan askerinden bilgi almaya çalışan teröristleri hakladıktan sonra ilerliyorduk. Tabii ilerlememiz sırasında da az önce bahsi geçen Killing in Motion ve Active Sprint özelliklerine tanıklık ediyorduk. Demoda gördüğümüz silahlarsa Sam Fisher'a uygun silahlardı, kendimizi zorlayacak bir düşmanla karşı karşıya olmasak da, önceki oyunlarda olduğu gibi düşmanın yanına yaklaştığımızda bize ne yapmamızı istediğimize dair bir seçenek yöneltiyor ve istersek "gürültülü" istersek "sessiz" yoldan işleri halledebiliyorduk. Dördüncü Echelon'un kaptanı olarak istediğimiz anca hava desteğini çağırabiliyorduk. Bu kulağa epey hoş geliyor işte. Atlattığımız düşmanların ardından yakaladığımız bir baş teröristin istediğimiz bilgileri vermemesi ve kendini öldürtmesiyle demo son buluyordu.

Son sözler


Aslında birazdan söyleyeceklerimi Splinter Cell serisini PS2 üzerinde oynamış olanlar daha iyi anımsayacaktır, ama Splinter Cell eski oyunlarında kendi türüne daha yakın yani daha "Stealth" bir oyundu. Adamları öldürmek, onlarla çatışmaya girmek belki de en son seçeneğimizdi. Ama Blacklist'le birlikte oyun neredeyse bir üçüncü şahıs aksiyon oyununa dönmüş gibi. Tabii bizim gördüğümüz kısım sadece demo'dan ibaret. Umarım en "aksiyonlu" kısmı demoya saklamışlardır.

Etiketler: , ,

-İkariam

25 yorum



İkariam  şehir düzenleme ve yönetme oyunudur.Oyunda strateji gücünüzü ne kadar yüksek ise o kadar hızlı büyürsünüz.Oyun grafik açısında,kullanış açısından da travian gibi oyunlardan iyi.

Gelelim oyununa...

Oyuna girdiğimizde oyun  tanıtımını yapıyor .Ve başlangıç dersleri veriyor.Yardım eli ile oyunda ne yapmanız gerektiğini belirtiyor. 


















Üst menüde gördüğümüz :



4 kafa yani şehirler,ordu,araştırma,diplomasi oyunu yönetmemizi kolaylaştırıyor.

Şehirler : arkadaşlarımızın koloni kurduğunda,
birliğinizi kendi şehrinizden başka şehre konuşlandırdığınızda vb. şeylerde bize belirtiyor.
Ordu :Birine saldırdığınızda kaç dakika var, size gelen askerleri gösteriyor.
Araştırma : 4 tane araştırma dalı var bunlar : denizcilik ,ekonomi,bilim ve ordu bunlardan biri dolduğunda belirtiyor.
Diplomasi : Size gelen mesajları gösterir.




Ve yandaki menü adanızı,şehrinizi,dünya haritasını gösterir.


Ada Görünümü
Şehir Görünümü

Dünya Görünümü (Mavi Bayrak Sizin Bulunduğunuz adalar,yeşiller ise ittifakdaki arkadaşlarının bulunduğu adalar)



Bu üç ana medüden sırasıyla bulunduğumuz Dünyaya, bulunduğumuz Adaya ve şehrimize ulaşabilirsiniz.

5 ham madde var bunlar :


Odun                         Mermer                      Kristal                         Sülfür                      Üzüm





Ancak bütün ham maddelerin kendi çevresinde gereklilikleri vardır.Fakat ilk olarak size lazım olan hammadde Mermerdir. İlk şehriniz mermer ise yaşadınız.Ama değilse ilk mermer kolonisi kurmanız lazım çünkü hızlı gelişmek mermer lazım.Bu ham maddelerin adalarında yeni şehirler kurabilirsiniz.Fakat bunun için şehrinizde saray inşaat etmeniz gerekiyor.Saray inşaat ettiğinizde yeni koloni kurmak için artık sadece nüfus ve gemiye ihtiyacınız var...

Yeni koloni demek kurduğunuz kolonide oyunun 0'dan başlatmak demek.Yani yeni koloninizde aynı başkentiniz gibi hizmetler vermek zorundasınızki karşılığında istediğiniz hammadeyi alasınız.İlk olarak mermer adasında bi koloni kurunuz...

Koloni demişken binaları biraz tanıtayım :


Belediye Binası
Şehrin merkezinde, şehrin de onunla birlikte serpilip geliştiği belediye binasını bulabilirsin. Burada çalışan zeki kamu görevlileri, size lokal nüfus hakkında bilgi vermekten hoşlanır. Belediye binasının her gelişimi şehirde yaşabilecek maksimum vatandaş sayısını artırır.

Akademi
Akademi, eski gelenekler ile modern teknolojiyi birleştiren bilgiyle dolu muhteşem bir yer. Şehrin en zeki beyinleri girişi bekliyor! Her bilim adamının paraya mal olan, kendine ait bir laboratuara ihtiyacı olduğunu düşün. Daha büyük akademide aynı zamanda daha fazla bilim adamı çalıştırabilirsin.


Depo
Kaynaklarının bir bölümü depoda korunmuş durumdadır. Bunun anlamı yağmacılar ve yağmur, kuşlar ve diğer hayvanlar onlara ulaşamazlar. Depolanan kaynakların hakkında her zaman depo bekçisi en güncel bilgilere sahiptir. Deponu geliştirilmesi daha fazla kaynak için koruma sağlar.


Taverna
Yoğun bir iş gününden sonra, hiç bir şey soğuk bir testi şarabın yerini tutamaz. Bu yüzden halkın tavernada toplanmayı seviyor. Ve günün sonunda son eski şarkılar söylenmeye başladığında, herkes neşe ve keyifle evinin yolunu tutuyor. Tavernanın her geliştirilmesi, sana daha fazla şarap sunma imkanı verir.


Saray
Güzel deniz manzaralı sarayından tüm imparatorluğunun kaderini belirlersin. İlerlettiğin her saray kademesi sana yeni bir koloni kurma şansı tanır. Sarayını geliştirmediğin sürece koloni sayını arttırman mümkün olmayacaktır.



Vali Konağı
Koloninizdeki valiniz, günlük yönetim işlerinin düzgün yapılmasını garanti eder. Ayrıca koloninizdeki bozulumu azaltır. Eğer başkentinizi değiştirmek isterseniz, Vali Konağı binanızı Saray olarak yeniden yapılandırabilirsiniz.



Müze
Müzede senin halkın diğer ülkelerin bizim muhteşem kültürümüzü nasıl kopyalamaya çalıştıklarını görebilir. Daha büyük sergilere ev sahipliği yapabilmek için müzeni büyütmelisin. Müzede yaptığın her geliştirme, sana bir kültürü daha yerinde sergileme imkanı verir.



Ticaret Limanı
Limanın dünyaya açılan pencerendir. Buradan yeni ticaret gemileri satın alabilir ve uzun yolculuklara çıkabilirsin. Tüm dünyadan gelen değerli ürünleri buradan alabilirsin. Gemilerin daha büyük limanlarda daha hızlı yüklenir. Kuru havuz araştırmanı tamamladığında yükleme hızını artıran yeni bir liman daha inşa edebilirsin.



Donanma Tershanesi
Bir ada krallığı filosu olmadan hayatta kalabilir mi? Savaş tersanesinden hizmetinde görev yapacak güçlü gemiler inşa edebilirsin. Oluşturacağın güçlü donanmayla yedi denizleri titretebilirsin. Tershane büyüdükçe gemi inşası da hızlanır.



Kışla
Atak ve kendinden emin gençlerini soğukkanlı savaşçılar olarak yetiştirmenin yolu iyi bir askeri eğitimden geçer. Bunu da kışla kurarak sağlayabilirsin. Askeri kışlada kılıç, mızrak kullanmayı ve taş fırlatmayı öğrenir, en güçlü savaş makinalarını yakından tanıma fırsatı bulurlar. Kışlanı geliştirdikçe birliklerini daha hızlı eğitebilirsin.



Sur
Sur, vatandaşlarınızı sadece düşmanlarınızdan değil, aynı zamanda güneşten de korur. Dikkat! Düşmanlar surlarını yıkmayı veya tırmanarak aşmayı deneyecekler. Surrun her kademesi, surlarının dayanma gücünü arttırır.



Büyükelçilik
Elçilik yoğun bir yerdir: Dünyanın her yerinden diplomatlar burada anlaşmalarını yapar, birlikler ve ittifaklarını kurar. Daha büyük bir ittifak kurabilmek için elçiliğini geliştirmen gerekir. Elçiliğin her seviyesi diplomasi puanını artırır.



Ticaret Merkezi
Tüccarlar ve nakliyeciler işlerini ticaret merkezinde yaparlar. Orada her zaman yapacakları bir iş veya avlanacak bir kelepir vardır. Nakliyeciler büyük ve iyi tanınan ticaret merkezleri için çok uzaklardan gelirler! Ticaret merkezinin menzili ve kapasitesi her ikinci büyütmede artar.



Mucit Atölyesi
Şehrin en becerikli adamları mucit atölyesinde çalışır. Askerlerimizi ve savaş gemilerimizi en son icatlalarla donatarak geliştirirler. Onlar gittikçe daha iyi ve daha güçlü olabilir! Mucit Atölyesinin her kademesi askerler ve gemiler için daha fazla geliştirmeye imkan verir.



İstihbarat Merkezi
Bilge bir imparator gerek düşmanlarını gerekse dostlarını hicbir zaman gözünün önünden ayırmaz. Bunu sağlamak için de sağlam bilgiler gerekir, bu bilgilere ``İstihbarat Merkezi`` içinde yetiştirilebilen casuslar aracılığıyla ulaşılır. Merkez büyüdükçe yetiştirilebilecek casus sayısı da artar.



Ormancı Kulübesi
Güçlü keresteciler en büyük ağaçları kesebilirler. Fakat onlar bilirler ki, evlerimizde en iyi odunları kullanmaya devam edebilmemiz için, orman yetiştirilmeli ve yeni ağaçlar planlanmalı. Her geliştirme kademesinde odun üretimini %2 artırır.



Cam Eşya Atölyesi
Bu sanatın ustaları cam eşya atölyesinde parıldayan parçalar oluştururlar. Tüpler, gözlükler ve sadece bilim adamlarının anlayabileceği daha bir çok alet üretirler. Onlar çok becerikli ve bu eşyalar sadece bir kez kullanıldıklarında kırılmakta. Her gelişim kademesi kristal cam üretimini %2 artırır.



Simya Kulesi
Rüzgar batıdan şiddetle estiğinde, koku kule çevresindeki sokakları doldurur ve bir çok vatandaş burunlarını kapatmadan evlerinden çıkmazlar. Simyagerlerimiz durmaksızın doğru karışımı bulmak için çalışır ve kuyulardan daha fazla sülfür elde etmemizi sağlamak için özen gösterirler. Binanın her kademesi için sülfür üretiminiz %2 artar.



Bağ Evi
Bir bağcı sadece etraftaki en güneşli tepeleri, üzümün rahatlatıcı yeşilliğiyle kaplamak için seçer.. Bu, üzüm bağlarının çok daha iyi bir hasat için meyveyle dolmasını sağlar. Bağ evinin her seviye gelişimi senin üzüm üretimini %2 arttırır.



Mermer Atölyesi
Eğitimli bir taş ustası güçlü kollarıyla her zaman doğru mermer bloklarını çıkartır. Daha az kırar ve ve bizim inşaatçılarımız her zaman ihtiyaç duydukları malzemeye sahip olurlar. Bu binanın her gelişim kademesi mermer üretimini %2 artırır.



Marangoz Atölyesi
Sadece en iyi keresteler marangoz atölyesinde kullanılır. Bu nedenle bizim hünerli ustalarımız sağlam iskeletleri oluşturabilir ve evlerimizin her zaman tamir edilmesi gerekmez. Marangoz atölyesinin her kademesi inşaat malzemesi ihtiyacını, temel değerin %1`i oranında azaltır.



Optik
Mercekler ve büyüteçler sadece bilimadamlarının daha iyi görmesini ve sıraları üzerindeki önemli kağıtları bulmalarını sağlamaz, bunlar tüm yeni teknolojilerin geliştirilmesi için de gereklidir. Optik, ihtiyacımız olan her şeyi kutular içerisinde dikkatlice depolar. Böylece bu eşyaların kaybı azalır ve kristal cam sarfiyatında da binanın her kademesinde %1 oranında düşüş olur.



Fişekçi
Düzenli olarak havai fişeklerle yapılan çalışmalar, sadece gökyüzünü değil, bazen de çevredeki binaları aydınlatır. Araştırmacılarımız, sülfür tüketimini eniyileştirmek için, sürekli yeni sülfür karışımları deniyorlar. Binanın her kademesi şehirdeki sülfür ihtiyacını %1 oranında azaltır.



Şarap Mahzeni
En iyi şaraplar sadece şehrin en derin ve soğuk mahzenlerinde olgunlaşır. Ve mahzen sorumlusu vatandaşlarına ulaşana kadar, hiç bir sızıntı olmadığından emin olur. Her kademe artışı şehrin şarap sarfiyatını 1% oranında azaltır.



Mimarlık Bürosu
Açıölçer, pergel ve cetvel: Mimarlık Bürosu, düzgün duvarlı ve sağlam çatılı bina yapımı için gereken her türlü isteğe karşılık veriyor. Çünkü iyi planlanmış binalar çarpık olanlardan daha az mermere gereksinim duyar. Binanın her kademesi şehrinizdeki mermer ihtiyacını %1 oranında azaltır.



Tapınak
Tapınak bir ibadet ve kendini dinleme yeridir. Burada tanrılarına hürmet etmek ve O`nun sözlerini adada yaymak isteyen rahipler yaşarlar. Eğer sen de O`na yeterince saygı gösterirsen, O`ndan kudretli mucizeler yapmasını bekleyebilirsin.



Yığın Sahası
Bu Yığın Sahası, birçok ürünü depolama imkânı sağlıyor. Yığın Sahası`nın her genişletme aşamasına, her ürün türünden 32000 birim sığıyor. Fakat Yığın Sahası, yağmacılardan korunmuş değil.


Şehriniz büyüdükçe artık insanlar eğlenmeye birşeyler isteyecek ve onları memnun etmediğiniz sürece nufusunuz artmayacak aksine azalacaktır.Halkı memnun etmenin en kolay yolu onlara şarap sunmaktır.Lakin eğer şarap adasına düşmemiş iseniz bunu da satın almak zorundasınız.

Ordu yapmak için sülfür gereklidir.Ordu yapma işlemine şehriniz genişleyince başlayacağımızdan sülfürü bulmak daha kolay olacaktır.Ordu 2 bölümdür.Deniz ve kara kuvvetleri :

Kara Kuvvetleri :














  Deniz Kuvvetleri














 Savaşta bazı birimler ön,orta,arka,kanat,balon,hava olmak üzere 6 saf vardır.


İKARİAMDA SAVAŞ SANATI

İkariam savaş sanatı aslında sizlere çok karmaşık gelebilir.Bu karmaşıklığın biraz olsun azalması ve en azından sizlere bir fikir kazandırmak üzere resimli anlatıma başvuracağım.
Örnek olarak deniz savaşı, kara savaşı nasıl olur? Bu birimlerin işlevleri ne? Birimlerin sayısını neye göre belirleriz? 
Bu sorulara yanıtlarımızı aşağıdaki resime göre bakıp yorumlayacağız...
  1. DENİZ SAVAŞI

Karşılıklı bir Deniz savaşı 

Resme baktığımızda renkli kutucuklar içine alınmış bazı bölgeleri görüyorsunuz.Bu bölgelere saf adı verilir.Her safın kendine özgü birimi vardır.

ÖN SAF: Sarı ile çizilmiş alana verilen addır.Bu alanda Alev gemisi ve Buharlı Şahmeran gemisi savaşa girer.Her kutucuğa Alev gemilerinden 8er tane girerken, Buharlı Şahmerandan ise 5er tane girer.Buharlı Şahmeran ön safın en tehlikeli gemisidir.
ORTA SAF: Kırmızı ile çizilmiş alana verilen addır.Bu alanda Okçu gemisi, Mancınık Gemisi ve Havan Topu gemisi yer alır.her kare kutucukta 12er Okçu gemisi, 8er mancınık gemisi ve 6ar havan topu gemisi yer alır.Havan Topu gemisi orta safın en tehlikeli gemisidir.
ARKA SAF: Mor renk ile çizilmiş alana verilen addır.Bu alanda Denizaltı ve Füze gemileri yer alır.Her bir karede 5er Denizaltı, Füze gemisinden ise 3er tane bulunur.Füze gemisi en çok zarar veren, aynı zamanda da en dayanıksız olan gemidir.
KANATLAR: Sağ ve sol tarafta siyah ile çizilmiş alanlara verilen addır.Bu alanın vazgeçilmezi Şahmeran gemisidir.Gemi savaşlarının olmazsa olmazı, maliyeti sadece odunla sağlanabildiği için kolay basılabilen gemi türüdür.
BALON GEMİLERİ: Mavi renk ile çizilmiş alanda bulunurlar.Görevleri arka saftaki Füze ve Denizaltı Gemilerini kesmektir.


SÜRATLİ KÜREK BOTU: Turuncu ile çizilmiş alanda bulunurlar.Görevleri Balon Gemilerini kesmektir.Kara savaşlarındaki Gyrokopter görevi görürler.Orta saf, Arka saf, Balon ve Süratlı kürek botu mermili gemilerdir.Bu gemilerin mermisi bittiğinde savaş alanında görünmez kenara çekilir.Mermilerini tekrar doldurmak için savaş alanından geri çekip tekrar savaşa yollamak yeterlidir.Tabi savaş alanına yakın bir yere önce konuşlanıp daha sonra savaşa girmek daha iyidir.Neden diye sorarsanız eğer geldiğiniz mesafe uzak ise gemileri çektiğiniz zaman gemiler kendi şehrinize geri döner.Bunun yolu cepheye girmeden önce ittifak üyene konuşlanarak çözülebilir.


2.KARA SAVAŞI

Kara savaşında deniz savaşında olduğu gibi saflar vardır:



ÖN SAF:Sarı ile çizili safta Hoplit ve Buhar Devleri yer alır.Hoplitler kutucuklara 50şer Buhar Devleri ise 16şar geçer.Bakımı daha kolay olduğu için genelde hoplit tercih edilir.
ORTA SAF:Kırmızı ile çizili bu alanda Tüfekçi, Okçu ve Taş atıcılar yer alır.Görevleri ön saftaki düşman birimlere zarar vermektir.En önemli orta saf birimi Tüfekçidir.
ARKA SAF:Mor renkle çizili bu alanda Topçu,mancınık ve şahmeran yer alır.Görevleri rakibin surlarını yıkmaktır.Bu safın en iyisi topçulardır.Yıkamayacağı sur yoktur.
KANATLAR: Siyah ile çizili alana verilen addır.Kılıççılar ve mızrakçılar bu alanda yer alabilir.Kılıççılar bu safın efendisidir.Kare başına 40 kılıç ustası yer alır.
BALON:Havadan topçuları vurması ile ünlüdür.Turuncu karede savaşa katılırlar.her bir karede 30ar balon bulunur.Kendi alanında olmazsa olmazdır.
GYROKOPTER: Adından da anlaşılacağı gibi hava birimidir.Havada uçan balonları vurmak için tasarlanmıştır.Savaşa balon vurması dışında bir faydası bulunmaz.Mavi karede yer alırlar.
Kara savaşında da deniz savaşında olduğu gibi mermili birimler vardır.Bunlar Orta saf,Arka saf,balon ve gyrokopter birimleridir.Bu birimlerin mermilerini doldurmak için aynen deniz savaşında olduğu gibi geri çekip tekrar cepheye yollamamız gerekir.

Bu anlatımdan yola çıkarak şu yorumu yapabiliriz.Kara ve deniz savaşları aynı mantık üzerine kurulmuştur.Bunu ispatlamak için söyle bir karşılaştırma yapabiliriz...

KARADA DENİZDE

ÖNSAF:Hoplit,Buhar Devi Alev gemisi,Buharlı Şahmeran
ORTA:Tüfekçi,okçu Havantopu,Okçu,Mancınık gemisi
ARKA:Topçu,mancınık Füze denizaltı gemisi
KANAT:Kılıççı,Mızrakçı Şahmeran gemisi
BALON:Balon Balon gemisi
HAVA:Gyrokopter Süratli Kürek botu

Oyundaki diğer önemli bir unsur ise Araştırma...

Araştırma yapıp yeni icatlar buldukça yeni yeni inşaa binaları açılacak ve bu binalar şehrinizi geliştirmek için size yardımcı olacak...İlk hedefiniz araştırma binanınızı geliştirmek olsun.

Kristal ise en üst kademede dahada büyüyünce size çok lazım olacak.Fakat kristal sizin için en son lazım olan hammadde olacaktır.Kristal sayesinde akademi geliştirecek ve araştırmalarını daha hızlı olacaktır.Ve mucit atölyesini kurduktan sonra kristal sayesinde birimlerinizi zarar ve zırh olarak geliştire bilirsiniz.

Ordu ve araştırmalarınızı geliştirdiğiniz de şehrinizin alacağı hal aşağıdaki gibidir.